Bundan yıllar önce 20’li yaşlarında kirada veya aileleriyle yaşayan genç yetişkinler kendilerine ait bir ev satın alabilmek için para biriktirmeyi kafalarına koymuşlardı. Görünen o ki öncelikler değişti ve artık durum böyle değil.

Y kuşağı artık ilk evlerine sahip olmak yerine birçok insanın önceden hobi olarak gördüğü ev bitkisi koleksiyonlarına bir tane daha eklemeye daha çok önem veriyorlar.

Basitçe söylemek gerekirse arkadaşlarla dışarıda yemek yemeyi azaltarak evde yemek hazılamayı seçerek ve köşedeki kahve dükkanına gitmek yerine buzdolabındaki portakal suyunu içerek birkaç dolarlık ev bitkileri için para biriktiriyorlar ve hatta bu bitkilere binlerce dolar harcıyorlar – tıpkı kira öder gibi.

Amaçları buna sahip olmak; doğa dolu bir köşe – pahalı bir doğa.

Tabii bu günün birinde kendi evlerine sahip olma fikrinden nefret ettikleri anlamına gelmiyor. Ancak 20 yaş ve üzeri y jenerasyonunun çoğu için beyaz panjurlu bir ev çok uzun vadeli bir hedef.

 

Bu nedenle bu hayalin yerine şu anda yaşadıkları evi hem daha şık hem de daha sıcak ve davetkar gösterecek yeşilliklere para harcamayı tercih ediyorlar. Ancak bunu elde etmek için yüzlerce, hatta binlerce dolar harcayabiliyorlar.

2018 yılında bahçecilik endüstrisinin 48 milyar $’lık gelirinin dörtte biri y jenerasyonunun katkısıydı. Bu niş pazarın talebi her geçen gün daha da arttığı için son yıllarda online bitki teslimi yapan girişimci şirketler de git gide ün kazandı. Bu patlamaya katkıda bulunan şeylerden biri de y jenerasyonunun fiziksel bir mağazaya gitmektense “daha pratik” olduğu için internetten alışveriş yapmayı tercih etmesi.

#plantparenthood (bitki ebeveynliği), #urbanjungle (kentsel orman) ve #succulentsunday (sukkulent pazarı) gibi etiketler sosyal medyada dolaşıyor ve bir heyecan yaratarak y jenerasyonu gibi dijital yerlilere daha çekici gelmelerini sağlıyor.

Ev bitkileri bir odaya hayat verir

Ev bitkileri y jenerasyonu tarafından stres yaratmayan bir hobi olarak görülüyor ve genel zihinsel sağlıklarında önemli bir rol oynuyor. Özellikle her şeyin gelip geçici göründüğü şehirlerde bitkilerin günü atlatmalarına ve uzun çalışma saatlerinin üstesinden gelmelerine yardım ettiğini söylüyorlar.

Y jenerasyonunun bazı üyeleri bitki bütçelerini arttırmayı planladıklarını ve kendi evlerini satın almak için aceleleri olmadığını da itiraf ediyor. Bunun yerine paralarını kolaylıkla yeşilliklere harcayabiliyorlar. Küçük kiralık evlerinde aldıkları bitkilere yer kalmadığında da bitki alışkanlıklarından vaz geçmektense taşınmayı tercih ediyorlar.

2015 yılında önceki x jenerasyonuna göre aynı yaştaki y jenerasyonunun ev sahipliği yüzdesinde büyük bir düşüş gözlemlenmişti.

Y jenerasyonuna göre bitkiler genel zihinsel sağlıklarına iyi geliyor

Yine de y jenerasyonu bitkilere para harcamayı farklı bir şey olarak görüyor. Paralarının asla yetmeyeceği evler için para biriktirmektense bitki almayı daha ekonomik ve küçük çaplı bir şey olarak görüyorlar. 2019 yılında gayrimenkul piyasasının durumunu da göz önünde bulundurmamız lazım. Örneğin San Francisco’daki evler ortalama 1,6 milyon $’lık bir etikete sahip.

Bitkiler hem yeni hem de eski jenerasyonların hayatında önemli bir yere sahipler ve giderek artan bitki satın alımları da bunun yeterli bir kanıtı. Daha sağlıklı ve sıhhatli bir hayatla bağlantılı oldukları biliniyor. Ayrıca modaya uygun bir dekor sağlıyor ve hayattan beklentileri temsil eden bir sembol haline geliyorlar.

Bu noktada öğrenci kredileri ile zincirli y jenerasyonunun ev sahibi olabilmeleri için önlerinde uzun bir yol olabilir. Ama en azından bütçelerine uyan bitkileri var.  Bitki almak büyük bir başarı olmayabilir ancak çalışıp bir şey elde etmedeki tutarlılık ve kararlılıklarını görmek güzel.