Virüs bizi covid öncesi normal hayatlarımıza dönmekten alıkoyarken biz de bu “yeni normale” adapte olmaya başladık. Bunun için yaptığımız şeylerden biri de online alışveriş. Ancak daha fazla insan online alışverişi tercih etmeye başladıkça perakendeciler de kendilerine gelen tüketici verisinde büyük bir artış yaşıyor. Bu da akla gizlilik, güvenlik ve şeffaflıkla ilgili sorular getiriyor.

İnternet sitelerini ziyaret ettiğimizde şirketler bizim tüketici verimizi alıyorlar. Bu veriler aldığımız şeyler, baktığımız şeyler ve listemize kaydettiklerimiz gibi bilgileri içeriyor. Müşteriler, verilerinin ne kadarının perakendeciler tarafından kullanıldığının ve bunların ne kadarının kendilerine karşı kullanıldığının farkında değiller. Birkaç tane perakende şirketi, bu verileri trendleri belirlemek, müşterilerin taleplerini sağlamak ve aynı zamanda yüksek talep olacağını düşündükleri ürünleri pazarlamak için bir fırsat olarak kullanıp bunları yüksek fiyata satmada kullandıklarını itiraf ettiler.

E-ticaret ortaya çıkmadan önce şirketler müşteri verilerini daha geleneksel yöntemlerle kontrol ederlerdi: satış rakamları, müşteri dönütleri ve odak grupları. Ancak insanların online alışverişe yönelmesi ile perakende şirketleri bu fırsatı ürün yorumlarıyla sohbet kutusu mesajlarını analiz ederek bilgi toplamada yapay zeka kullanmak için bir fırsat olarak değerlendiriyorlar.

Bu konuda da çok akıllıca ilerliyorlar. Şirketler indirim ve sadakat puanları gibi insanlara verilerini paylaşmaları için bir teşvik görevi görecek teklifler yapıyorlar. Bir sapık gibi görünmemek için de tavsiyelerinde biraz daha üstü kapalı olmaya çalışıyorlar – metal pipet satın alan birine bambu çatal bıçak önermek gibi.

Neyse ki California tüketicileri korumak için harcanan çabanın başında geliyor. Eyaletin Tüketicilerin Kişisel Bilgilerinin Korunması Kanunu, tüketicileri şirketlerin kendilerinden topladıkları kişisel bilgiler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlıyor.

Online alışverişte tüketici verisi ile ilgili tüm bu endişeler, online alışveriş yapmaktan başka çaresi olmayan yaşlılar için de ayrıca endişelenmemize neden oluyor. O yaştaki insanlar risklerin farkında olmayabilir, güvenlik önlemlerini o kadar kolay kullanamayabilir ve bu nedenle veri ihlallerine karşı daha kırılgan bir konumda olabilirler. Şirketler verilerini güvenle sakladıklarından emin oluyorlar. Ancak bu korumanın ne ölçüde olduklarını ve yalan söyleyip söylemediklerini asla bilemeyiz.